Diyete başladınız ama arkadaşlarınızla buluşmak sorun oluyor. Arkadaşlarınız diyeti bozabilir veya başarılı olmasını sağlayabilir
Kilo vermeye kesin karar verdiniz, diyetisyeninizle görüştünüz ve size en uygun olan beslenme programını aldınız veya belki de önceden elinizde olan ve bir türlü hazır hissedip de uygulayamadığınız bir listeyle başlamaya karar verdiniz. Tüm kararlılığınızla başladığınız bu ilk günde arkadaşlarınız ısrarla sizinle buluşmak istedi. Bu ilk günlerde henüz fazla yol kat edilmediğinden ``nasıl olsa kaybedecek fazla bir şey yok, yeni başladım bu gece bozulsa da yine başlarım`` diye düşünebileceğiniz dönemlerdir. Veya uzun süredir diyet yapıyorsanız, vermek istediğiniz kiloların bir kısmını vermişseniz, artık yediklerinizi sınırlamaktan bıkmış ve sıkılmışken de arkadaşlarınızla bir yemekte buluşmuş olabilirsiniz. Onlar içlerinden geldiği gibi yiyorlar, canı makarna isteyen makarna ısmarlıyor, yanında bir kadeh şarap, arkadan tatlı geliyor. Siz de onların yanında belki de daha rahat hissederek bütün kararlılığınızı bir yana bırakıyorsunuz. Tanıdık geldi mi?
Çevreden etkilenmeyin
Yaşam şeklimiz çevresel faktörlerin etkisinde gelişir, bireysel özelliklerimizin gelişiminde genlerimiz kadar çevremiz de etkilidir. Davranış biçimi ve bu davranışın yeniden yapılanması önemli ve kolay olmayan bir süreçtir aslında. Kilo verme davranışı da önemli bir süreçtir, bu konu ile ilgili Mezura kliniğimizdeki Psk. Tracy Kazmirci ile sohbet ederken ``arkadaş etkisi`` hakkında önemli tespitlerimiz oldu.
Diyeti arkadaşlar bozabilir veya başarılı olmasını sağlayabilir! Bu çok doğal çünkü sosyal aktivitelerin yemek üzerine kurulduğu günümüzde arkadaşların ve çevrenin beslenme düzenimiz üzerinde etkisi oldukça fazla. Tıpkı sigarayı bırakmaya ya da azaltmaya çalışan kişilerin çok sigara içen arkadaşlarının yanında zorlanmaları ve belki de bu seferlik bir tane içeyim demeleri gibi.
Kahve için buluşun
Ama bu elbette ki yalancı bir dünya kurulması anlamına gelmiyor. Gerçek dünyada kızartmalar, börekler, pizzalar, tatlılar var. Eğer kişi bu gibi yerlere gitmekten tamamen kaçınırsa bu sefer de eninde sonunda gerçek dünyaya döndüğünde sorun yaşayabilir. Belki ilk başlarda arkadaşlarla yemek için buluşmaktansa kahve için buluşmak tercih edilebilir. Ancak bu bir alışkanlığa veya sosyal hayatı kötü şekilde etkileyen bir kaçınmaya dönüşmemeli. Önemli olan bu etkinin farkında olarak bilinçli kararlar vermek.
Yakın zamanda New England Tıp Dergisi’nde bir araştırma yayımlandı. 32 yıl boyunca 12 bin 67 kişiyle yapılan araştırmada kilolu arkadaşların insanın kilosu üzerinde çok etkili olduğu ortaya kondu. Obez bir arkadaşa sahip olmak kişinin obez olma riskini yüzde 57 artırırken, karşılıklı en yakın arkadaş olunan durumlarda ise bu risk yüzde 171’e yükseldi. Arkadaşların obezite üzerine etkisi iki ila dört yıl gibi kısa sürelerde görülebiliyor. Bundan kesinlikle arkadaşların kilolarına göre seçilmesi gibi bir sonuç çıkarılmamalı. Ancak farkındalık önemli bir çözüm olabilir. Belki de şimdiden, size göre daha kilolu veya belki de ****bolizması hızlı olup daha çok yiyen ama kilo almayan bir arkadaşınızın yanında daha çok yediğinizi fark edebilir ve bu konuda bir şeyler yapabilirsiniz. Elbette ki yapılacak şey onunla daha az görüşmek değil. Kim bilir belki de normalde kendinizi o kadar kontrol altında tutmaya çalışıyorsunuzdur ki böylesine rahat yiyen birinin yanında rahatça yemek size de cazip geliyordur. Bu araştırmanın sonuçları kilolu kişilerin çevresindekileri etkilediği değil de insanların kilolu kişilerden etkilendiği şeklinde yorumlanabilir. Bu ikisi arasında fark yokmuş gibi gözükse de aslında oldukça farklı iki durum!
Bebeklik kilosu yetişkinlik üzerinde etkili!
Yaşamın ilk yılı yani 0 - 1 yaş dönemindeki beslenme ve vücut ağırlığı, yetişkinlik üzerinde çok etkili. Dokuz farklı çalışmada, 69 bin kişi üzerinde yapılan gözlemde anne sütü ile beslenenlerde obezite (şişmanlık) görülme oranı daha düşük bulunmuş. Doğum ağırlığı 3 kilo olan bir bebeğin, bir yaş sonunda dokuz kilo olması ile 12 kilo olması arasındaki fark, aşırı şişmanlık riskini üç kat artırıyor.
Bu sebeple ilk altı ay sadece anne sütü konusu çok önemli. Sütünüz bebeğe yettiği sürece altı aydan önce ek gıdaya başlamayın bebeğinizi diğer bebeklerle kıyaslamayın.
Eğer bebeğiniz; 0 - 6 aylık dönemde ayda 600 - 1000 gram arasında, 6 - 12 aylık dönemde ise ayda 500 gram alıyorsa, bu değerler yeterli ve dengeli beslenip, sağlıklı büyüdüğü anlamına gelir.